Uzun İnce Bir Yol

Yaşamlarının dönüm noktasına doğru yaklaşan üç kişinin öyküsü. Dudakların arasında bir gümüş para: Bir arkeolog Makedonya’da, Philippi’deki kazı yerinde bir askere ait, Helenistik dönemden kalma bir mezar bulur. Bu olay üzerine epeydir ertelediği bir yolculuğa çıkar ve 20 yaşındaki asker oğlunun arkadaşlarını bulmaya çalışır. Arkeolog tek başına yaptığı bu yolculukta geçmişe döner ve oğluyla olan ilişkisini anımsar. Küçük Beyazların Sonuncusu: Bir grup genç kuş bilimci, nesli tükenen küçük beyaz göğüslü kazların göçünü izlemek üzere Trakya’daki Evros Deltası’na giderler. Yaşlıca, sevgi dolu, kuşların “dili”ni konuşabilen kibar korucunun eşliğinde yapılan tekne gezisi Evros’un güzelliğine ve doğayla kurulan ilişkiye yapılan bir methiyedir. Vietnam: Orta yaşlı fabrikatör, karısı çocuklarını da alıp kendisini terk ettiği için üzgündür. Arkadaş bulmak için giriştiği sonuçsuz kalan çabalardan sonra kendisini dağbaşında bir batakhane olan Vietnam’da bulur. Bir yandan sessizce içerken bir yandan da tabakları, bardakları kırmaya başlar…