Nuh Tepesi

Ölümcül bir hastalıkla mücadelesinin sonlarına gelen İbrahim (Haluk Bilginer) oğlu Ömer’den (Ali Atay), kendisini çocukluğunun geçtiği köye götürmesini ister. Köye geldiklerinde Ömer babasının asıl niyetini anlar: İbrahim çocukken diktiği bir ağacın altına gömülmek istemektedir. 45 yıl önce İbrahim’in ailesi, bir arazi tartışması nedeniyle köyü terk etmek zorunda kalmıştır. Aradan geçen süre içinde arazi kutsal bir yere dönüşmüştür, ağaç da İncil’de sözü edilen, tufandan sonra dikilen ilk ağaç olduğuna inanılan Nuh Ağacı olarak anılmaktadır. Araziyle ilgili resmi evraklar eksiktir, köylüler de İbrahim’in isteğini kutsala karşı saygısızlık olarak değerlendirir. İbrahim kendince adalet adına ilerlemeye devam eder. Öte yandan Ömer, bu çatışma içerisinde, hem babasının dertleriyle boğuşmakta, hem de onun kavgasının yükünü sırtında taşımaktadır.
Galibiyetin bedeli ve insanın aşırıya kaçma eğilimini aynı kefeye koyarak etik tartışmaları deşen Nuh Ağacı ile Cenk Ertürk, derin ve düşündüren bir ilk filme imza atıyor. Ömer ve İbrahim birbirlerine açıldıkça, film hem başkasına hem de kendine güvenme anlamında iyi bir inanç hikâyesine dönüşüyor.