Kültür Katedralleri
Bu değerli ve insanı mutlu eden film, mimarlık, kamusal alan ve zihinsel yaşam üstüne yüksek bilinçli bir meditasyon. Altı bölümlük bir televizyon dizisi olarak çekildiği düşünülürse, belki de bir filmden çok yarı-enstalasyon/sinema etkinliği olarak adlandırılabilir. Yapımcı Wim Wenders, farklı yönetmenlerin, her biri gerçek katedral olmasa da “kültür katedrali” olarak değerlendirilen kamusal binalara adanmış kısa filmlerini bir araya getirmiş. Pompidou Merkezi de var, Norveç’teki Halden Hapishanesi de: çünkü yönetmen Michael Madson, cezaevi mimarisinin okul ve fabrika mimarisine benzediğini söyleyen Foucault’dan alıntı yapıyor. Film fiziksel ve mekansal duyumuzu arttırmak için üç boyutlu çekilmiştir ve yüksek çözünürlüklü olağanüstü görüntüler içerir. Ancak bazı bölümlerde binalar bir iç ses ile kendi kendilerine aptalca mırıldanırlar. “Ben yeniyken, insanlar şaşkın şaşkın bakakalırlardı” der Pompidou Merkezi. Wenders’in 50 yıllık Berlin Filarmoni binası üzerine çektiği film, bir zamanlar Potsdam Meydanı’nın yanındaki boş arazide mahsur kalmış fakat artık beklentisi içinde olduğu modernite tarafından kuşatılmış bir yapı üzerine sevimli bir çalışmadır. Robert Redford’un Kaliforniya’daki Salk Enstitüsü ve oradaki bilim insanları üzerine filmi tatlı bir sürprizdir.
Peter Bradshaw, The Guardian
158''
2014
Neue Road Movies
20. Gezici Festival
Dünya Sineması