Körfez

*Film ekibinin katılımıyla

30’lu yaşlarındaki Selim’in, İstanbul’u bırakarak İzmir’e ailesinin yanına dönmesini anlatan Körfez, ilk bakışta birçok izleyiciye fazlasıyla tanıdık gelebilir. Taşra ile şehrin arasında sıkışıp kalmış yalnız erkek figürlerinin köylerine, kasabalarına dönüp özlerine doğru bir yolculuğa çıktığı birçok film gördük Türkiye sinemasında. Fakat Körfez, eve dönüşü bir öze dönüş imgesi olarak kullanmıyor. İzmir’e döndüğünde geçmişinin izleriyle karşılaşan ve her geçen gün ailesine, şehre ve yaşama daha da fazla yabancılaşan Selim’in dönüşü, körfezde gerçekleşen bir tanker kazasının ardından bambaşka bir yolculuğa dönüşüyor. Daha önce hiç keşfetmediği bir dünyayı, daha önce parçası olmayı tahayyül bile etmediği bir kültürü tanımaya başlıyor.

Körfezin çevresinde deniz manzaralı evlerinde konforlu bir hayat sürenler, tanker kazası sonrası her yeri kaplayan ağır kokuya daha fazla dayanamayıp şehri terk ediyorlar. Selim, kokudan rahatsız olmak bir yana, ona alışmaya başlıyor. Herkes gaz maskesi takarken o buna gerek duymuyor. Bir distopya mekanına dönüşen İzmir’de Selim ütopik bir yolculuğa çıkıyor. Şehrin varoşlarında yaşayan askerlik arkadaşı Cihan’la vakit geçirmeye başlayınca, kendi gerçekliğinden, kültüründen ve sınıfından uzaklaşıyor. Fantastiğe de alan açan büyülü bir distopik dünya kuran Emre Yeksan, düzenin tamamen alt üst olduğunu düşündüğümüz bir anda bize umutlu bir çıkış noktası gösteriyor.

Ali Deniz Şensöz