Diktatör Olduğumda
Tanımlanamaz, eşsiz, neredeyse ölçüye gelmez filmler vardır; bir gün hayatımıza giriverir ve asla bizi terk etmezler. Bize dokunan, bizi etkileyen, bizi heyecanlandıran ve bizi değiştiren filmlerdir bunlar. Ama en önemlisi tavırlarıyla, üsluplarıyla, tek bir sözcükle, senaryolarıyla önümüzde yollar açarlar, bilinenden, alışık olunandan uzak patikalar açarlar, solumamız için dağ havası getirirler, derin uçurumların kıyısında başımızı döndürürler, okyanuslarda macera dolu özgürlüklere götürürler bizi. Yaël André’nin son filmi Diktatör Olduğumda, kesinlikle bu filmlerden biri ve o kadarla da kalmıyor.
Yönetmen, mutlak iktidar fikriyle edepsizce oynayarak put kırıcı bir mizahla bütünleştiriyor. Farklı dünyalar yaratmak üzere imgelerin anlamlarını saptırıyor. titizlikle seçtiği görüntüleri arka plandaki gürültülerle, ses efektleriyle süslüyor, bazen etkilerini çoğaltmak için bir parça müzik ekliyor. Birçok delidolu, komik, egzotik ve tuhaf gerçeklikler eşliğinde düşsel ülkeleri, meskun ütopyaları bütünleştirdiği olası olmayan bir uzamın haritasını çiziyor. Diktatör Olduğumda, bir sonsuzluk tadı taşıyana dek geçmişi dönüştürüyor, varlıkların ve eşyaların zamanı belirsiz bir arafta asılı kalıverdiği sonsuz bir şimdiki zaman ortaya çıkıyor. Katıksız bir sinema deneyimi olan Diktatör Olduğumda, tekrar tekrar izlenecek bir film. Sonunu hiç görmeyeceğimiz bir film bu. Yaşamları sadece başlangıç.
Philippe Simon, Cinergie.be
90''
2013
Yaël André
Didier Guillain
Luc Plantier
Yaël André
Morituri
Yaël André
Hughes Maréchal
20. Gezici Festival
Sinema Aşkına!