Anons bir “balta nerde / suya düş tü / su nerde / inek içti / inek nerde / dağa kaçtı… ” filmi. Belki de sinemamızdaki bu tarz ilk hikâye.
Yapılması gereken bir iş var -hükümet darbesi- fakat ne demişler, “en iyi düşü nülüp taşınılmış planlar bile ters gidebilir”. Hele bu plan her şeyin ters gidebileceğini hesaba katacak, gerektiğince evhamlı insanlar tarafından değil, her şeyin düz bir çizgi üzerinde ilerleyeceğinden çok emin, kafaları da kendileri de birer düz çizgi gibi olan insanlar tarafından yapılmışsa. Anons’un darbecilerini İstanbul radyosunu ele geçirip darbe ilanını okumakta geciktiren bir bakıma gündelik hayatın virajları, ama bir yandan da daha büyük, görünmez bir otorite, Uzaktaki Baba’nın görünmez varlığı; Ankara’dan gelecek haber… Film boyunca Ankara’dan gelecek haber darbenin İstanbul sorumlularının başı üzerinde kör bir Demokles kılıcı gibi sallanıp durur, kahramanlar da cevabın gelmeyişiyle, hayatın beklenmediklikleriyle bilenmeye, akıllanmaya, değişmeye direnirler.
Fatih Özgüven