Amin

Amin, dokuz yıl önce eşi Aïsha’yı ve üç çocuğunu geride bırakarak, çalışmak için Senegal’den Fransa’ya gelir. Onun hayatı işidir, arkadaşları ise sosyal konutta birlikte yaşadığı kişilerdir. Aïsha kocasını yılda sadece bir iki kez, bir veya iki haftalığına, bazen de bir aylığına görür ve bu durumu bir zorunluluk olarak kabul eder. Çünkü Amin’in Senegal’e gönderdiği para birden fazla kişiyi geçindirmektedir. Amin bir gün Gabrielle ile karşılaşır ve aralarında bir ilişki başlar. Başta Amin mesafelidir. Aralarında dil engeli ve Amin’in utangaçlığı vardır. O güne kadar eşinden ayrı, kendini görevine adayan bir hayat sürmüş ve tetikte kalması gerektiğinin farkında olmuştur.
Dokunaklı bir hümanizm ve iyi niyet taşıyan bir eser olan Amin, filme adını veren göçmen Amin gibi, çeşitli nedenlerden dolayı kendilerini ailelerinden ve sevdiklerinden uzakta bulan insanların zor durumunu irdeliyor. Faucon, önceki filmlerinde olduğu gibi Amin’de de toplumsal ve politik konulara yoğunlaşıyor: “Belirli bir dönemde, belirli bir toplumda yaşıyorum; sinema gibi bir anlatım aracıyla uğraşırken, yaşadığım bu dünya ve döneme ilgi duymamam olanaksız.”