14-17 Haziran 2001 Ankara
22-24 Haziran 2001 İstanbul
T. C. Kültür Bakanlığı, Ankara Sinema Derneği ve İsrail Büyükelçiliği’nin ortaklaşa düzenlediği 2. İsrail Film Şenliği 14-17 Haziran tarihlerinde Ankara’da Kavaklıdere sinemasında gerçekleştirildi. Şenlik programındaki filmler bir hafta sonra da Türsak tarafından İstanbul’da Türsak Sineması’nda sinemaseverlere sunuldu.
Şenlik kapsamında beş uzun ve dört kısa metrajlı İsrail filmi gösterildi. Sam Spiegel Film ve TV Okulu ve Tel Aviv Üniversitesi Film ve TV bölümü öğrencilerinin çektiği kısa filmler uzun metrajlı filmlerden önce izleyicilere sunuldu. Bu filmler 1997 yapımı Perdeler, 1998 yapımı Ve Şimdi Rahmaninov, Şenlik Gecesi ve 2000 yapımı Horoz Dövüşü.
2. İsrail Film Şenliği programındaki filmlerde savaş ve göçmen sorunları ağırlıklı olarak işleniyor. Ve Şimdi Rahmaninov adlı kısa film 1990’ların başında eski Sovyetler Birliği’nden İsrail’e gelen ve çöpçü olarak çalışmak zorunda kalan bir adamın öyküsünü anlatıyor.
2. İsrail Film Şenliği’nin en ilginç filmlerinden biri 46 yaşında Tel Aviv Üniversitesi Film Okulu’na öğrenci olarak giren Itzhak Wolf’un 13 dakikalık kısa filmi Perdeler. Emekli yargıç Max Rozenberg ölümünden 22 yıl bir gün sonra karısının mezarını ziyaret ederken Gustav Yanovitz ile karşılaşır.
Yanovitz’in karısının mezarına çiçek koyduğundan şüphelenen Rozenberg onu evine yemeğe davet eder. Günün sonunda, geçmiş zamanın anıları, duygular ve şüpheler iki yaşlı adamın yaşamlarına süzülecektir.
Şenliğin uzun metrajlı filmleri İsrail’in en önemli yönetmenlerinden Amos Gitai’nin Kadosh (Kutsal) ve Kippur, Arik Kaplun’un bol ödüllü filmi Yana’nın Dostları, İsrail’in en ünlü oyuncusu Moshe Ivgi’nin başrolünde oynadığı Kupa Finali ve Rafi Bukaee’nin İsrail’in klasikleri arasında yer alan filmi Avanti Popolo.
Katıldığı festivallerde toplam 19 ödül alan 1999 yapımı Yana’nın Dostları yine Sovyetler Birliği’nden İsrail’e gelen göçmenlerin yeni vatanlarında yaşadıkları sorunları ve 1991 körfez savaşının ülkedeki etkileri üzerine bir komedi. Birbirinden ilginç karakterlerin yer aldığı film, İsraillilerin yıllar sonra ülkeye dönebilen göçmenlere karşı aldığı tavrı, göçmenlerin her türlü sıkıntı ve soruna karşın yaşam sevinçlerini kaybetmeyecek kadar iyimser oluşunu duygusallığı ön plana çıkartarak anlatıyor. Özellikle akrabaları tarafından aile bütçesine katkı amacıyla dilenmek üzere her gün tekerlekli sandalyesiyle sokağa çıkartılan savaş gazisi ihtiyara dikkat.
Şenlikte modern İsrail’in toplumsal gerçeklerine yönelttiği eleştirilerle tanınan ve bu tutumundan dolayı 1982-94 yılları arasında yurtdışında gönüllü bir sürgün hayatı yaşayan ünlü yönetmen Amos Gitai’nin birçok festivalde gösterilen, bu arada İstanbul Film Festivali programında da yer alan iki film var.
Halkının tutkularını, korkularını ve isteklerini yakından izleyen ve paylaşan Gitai, 1999 yapımı Kadosh (Kutsal)’da Kudüs’ün dindar Yahudi mahallesi Mea Shearim’de yaşayan kadınların sorunlarını ele alıyor. Burada kadınlar sadece çocuk doğurmak ve hayatlarını Tevrat’ı öğrenmekle geçiren kocalarını desteklemek için yaşarlar. Birbirinden farklı iki kız kardeşin öyküsünü anlatan “Kadosh (Kutsal)”, bu kadınların özel hayatlarında Tanrı’nın, Tevrat’ın ve cemaatin yeri üzerine çarpıcı bir film. Ancak yönetmen, kadınlara yönelik dini kuralları eleştirirken öfkesini nadiren yüzeye çıkartıyor.
Şenlikteki ikinci Amos Gitai filmi 2000 yılında Cannes Film Festivali yarışmalı bölümüne seçilen Kippur. 1973 yılında Yom Kippur savaşında bir helikopter kurtarma birliğinde görev yapan Gitai, kişisel gözlemlerinden yola çıkarak son derece farklı bir savaş filmi gerçekleştirmiş. Kime ait olduğu belli olmayan bir toprağın üzerinde süren bu savaşta ortalıkta düşman askeri görülmez. Cephenin neresi olduğu bile belli değildir. Kimin nerede savaştığını anlamak da olanaklı değildir. Bu karmaşanın içindeki kahramanlar askerler değil, helikopterlerle savaş alanında uçup yaralanan ve ölen pilotları toplayan tıbbi ekiplerdir. Gitai’nin amacı yanmış yüzler ve parçalanmış organların katıksız dehşetinin yanı sıra savaşın sıkıcılığını ve yaşanan hayal kırıklığını da yakalayabilmektir. Bunu yaparken de zaman zaman savaşı yavaşlatmakta, izleyicinin her şeyi gerçek zamanlı olarak görmesini amaçlamaktadır. İronik olarak filmin başında ve sonunda, bir filmde izleyebileceğiniz en özgün sevişme sahnelerine yer verilmiştir. İki sevgili sevişirken birbirlerinin vücutlarını boyalara bularlar. Bu sahnelerdeki erotizm filmin diğer bölümlerindeki çamura bulanmış acıyla kıvranan erkeklerle tam bir görsel ve duygusal zıtlık oluşturur.
Locarno Film Festivali’nde Altın Leopar ödülünü alan 1986 tarihli Avanti Popolo da savaşı konu alan bir film. 1967’de “Altı Gün Savaşı” bitip ateşkes ilan edildikten sonra iki Mısırlı asker Süveyş kanalına varabilmek için yola koyulurlar. Bu komik, neredeyse sürrealist yolculukları sırasında çeşitli nedenlerle çölde dolaşan insan gruplarıyla karşılaşırlar. Ölmüş bir İsveçli barış gücü askerinin arabasında buldukları içkileri susuzluklarını gidermek için içince sarhoş olurlar. Kendilerine gerekli olan görüntüleri alamadan savaşın bitmesine çok kızmış olan bir televizyon ekibiyle karşılaşırlar. Sonunda yolunu kaybetmiş olan bir İsrail devriyesinin yanına sığınırlar. Bu tuhaf yolculuk zamanla kazanan tarafla kaybeden arasındaki farkın ortadan kalkmasına yol açacaktır.
Eran Riklis’in 1991 yapımı filmi Kupa Finali, 1982 haziranında İsrail’in, FKO, Hıristiyanlar ve Dürzüler arasında paylaşılamayan Lübnan’ı işgali sırasında geçer. İsrailli çavuş Cohen, Dünya Kupası maçlarını izlemek için İspanya’ya gitmeye hazırlanırken savaş başlayınca silah altına alınmıştır. Cohen bir devriye görevi sırasında geri çekilmekte olan bir Filistin Birliği’ne esir düşer. Birlik bölgede hızla yayılan İsrail ordusundan kaçarak kuzeye, Beyrut’a doğru yol alır. “Kupa Finali”, Cohen’in yedi günlük esaretinin öyküsüdür ve Cohen ile Filistinliler arasında oluşan sıradışı dostluk üzerine odaklanır. Her iki tarafın da Dünya Kupası’nda oynayan İtalya’yı desteklemesiyle başlayan dostluk, içinde bulundukları durumu ve aralarındaki farklılıkları yok eden bir ilişkiye dönüşür. Yönetmen Riklis askerler arasındaki insancıl ilişkileri incelemek amacıyla metafor olarak futbolu kullandığı, şaşırtıcı ve etkileyici filminde savaşların milletler arasında değil, arka bahçelerindeki çitlere yaslanıp gerçek arkadaşlar olarak birbirleriyle sohbet edebilecek insanlar arasında geçtiğini gösterir.
Kupa Finali’nde başrolü oynayan ve 1. İsrail Film Şenliği’ne konuk olan İsrailli ünlü oyuncu Moshe Ivgi ve Sam Spiegel Film ve TV Okulu’nun müdürü, yönetmen ve yapımcı Nissim Dayan 14-17 Haziran tarihlerinde Ankara’ya konuk oldular.